TMMOB Ve Demokrasi

Üyenin katılımına kapalı oda genel kurulularında ve üstelik büyük bir çoğunluğu dışarıda vakit geçirip oda genel kurulunu dahi izlemeyen ve genellikle de oda genel kurulunu oluşturan delegelerin yarısından azı oda yönetim kurulunu belirleyebiliyor. Bu “seçilmiş” delegelerin seçtiği Birlik Genel Kurulu delegeleri ile de Birlik Genel Kurulu oluşuyor.

DEMAKDLI MÜHENDİSLER UYARIYOR : AVM'LER DERHAL KAPATILMALIDIR

 

DEMAKDLI MÜHENDİSLER UYARIYOR : AVM'LER DERHAL KAPATILMALIDIR

HALKIMIZIN DİKKATİNE

Bizler geçmişte DEMAKD (Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri Kültür Derneği) çatısı
altında bir araya gelmiş olan DEMAKDLI mühendis, mimar ve teknik elemanlar olarak yaşanan
salgın günlerinde AVM’lerin açılmasıyla ilgili aşağıdaki bilgileri halkımızın dikkatine sunmayı görev
olarak görüyoruz.

Bir Damla Su

BİR DAMLA SU

Bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp hemen yanına yanaşıp sormuş: “Bu acelen niye? Nereye böyle?”

Bir damla su taşıyan karınca, “Duymadın mı?” demiş. “Nemrud, İbrahim’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum.”

Deliveroo, Uber ve Erişim Ekonomisi İçin Çalışmanın Gerçek Yüzü

Aşağıdaki yazı İngiltere’de giderek yaygınlaşmaya başlayan, talep üzerine sağlanan bazı servislerde çalışan insanların deneyimlerini içeriyor. Servisler genellikle cep telefonundaki uygulamalardan sipariş ediliyor. Bu uygulamaları sunan şirketler, kendi çalışanları olmayan, serbest çalışan konumda gösterdikleri insanlarla yaptıkları sözleşmeler üzerinden bu servisleri sunuyorlar.

Emeğin Kitabı

Sayfa Sayısı: 664
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: SAV (Sosyal Araştırmalar Vakfı)
Editörler: Melda Yaman, Gülistan Yarkın, Ş. Gürçağ Tuna, Fuat Ercan
Yazarlar: İbrahim Gündoğdu, Serkan Öngel, Nevla Akdemir, Aslı Odman, Elif Aksu Kaya, Özlem Özkan, Özgür Narin
ISBN: 9786058669970

Soma maden işçilerine...

Prekarya, Esneklik ve İşçileşme

Çalışmak gün geçtikçe daha yorucu ve insanın ömrünü tüketici hale geliyor. Sermayenin emeği kontrol etme yöntemleri, dönemin koşullarına göre yinelenen bir süreç oluşturuyor. 19. ve 20. yüzyılda fabrika işçileri için oluşturulan denetim yöntemleri şimdi tüm çalışanları kapsayacak biçimde genişliyor. Bugün çalışma, teknoloji aracılığıyla işlerin ve iş yapma yöntemlerinin yeniden düzenlenmesi sayesinde, başı sonu belli olmayan bir uğraşa dönüştü. Artık herkes her yerde ve her zaman çalışmak zorunda kalıyor.

İşçileşme Kavramı Üzerine

İşsizlik, güvencesizlik, kötü çalışma koşulları, uzunca bir süredir mühendislik, mimarlık, doktorluk, bankacılık, avukatlık, öğretmenlik, gazetecilik gibi lisans eğitimi gerektiren meslekler için de geçerli. Bu sorunlar çeşitli boyutları ile gerek bu mesleklerin üyeleri gerekse emek dünyası tarafından tartışılıyor.

Özellikle geçtiğimiz iki yıl içinde Gezi Parkı direnişi ile başlayan ve ülke geneline yayılan eylemliliklerde kitlesel olarak yer alan bu eğitimli kesimin durumunu anlamak daha da önem kazandı.

Emeğin Kitabı*

Emeğin Kitabı… Dört çalışkan insan, Melda Yaman, Güllistan Yarkın, Ş. Gürçağ Tuna ve Fuat Ercan, önemli, güzel bir derleme (Sosyal Araştırmalar Vakfı, 2014) oluşturmuşlar. Amaç, “Emeğe ilişkin kuramsal analizi güncel olanla birleştiren ve her iki düzlemi tarihsel açıdan ele alan” çalışmalardan bazılarını bir araya getirmek. Kitabı, “Soma’da yitirdiğimiz tüm maden işçilerine” adamışlar. Ellerine sağlık…

Nitelikli Emek ve İşsizlik

Özellikle son yıllarda üniversite öğrenimi görerek meslek sahibi olmuş insanların işsizlikten daha fazla şikayet ettiklerini görüyoruz. Atanamayan öğretmenler, KPSS sınavları ile devlet memuru olmaya çalışan pekçok üniversite mezunu ve işsiz mühendisler gazetelerde okuduğumuz örneklerden bazıları. Acaba işgücünün görece nitelikli kısmını oluşturan bu insanların işsizlikleri genel bir durum mu yoksa kendi bireysel sorunları mı? Bunu bazı basit veriler üzerinden anlamaya çalışalım.

Nitelikli Emeğin Taşeronlaşması

Taşeron çalışma, sermayenin kâr oranlarını korumak ve arttırmak için üretim sureçlerini parçalaması sonucu ortaya çıkmış ve kapitalizmin, emeği sömürme olanaklarını kölelik düzenindeki koşullara uyarlamak için bulunmuş bir yöntemdir. Taşeron uygulamaları ile zora dayalı sermaye birikim rejimi devlet eliyle yasallaştırılmış olur. Böylelikle çalışanların haklarında büyük bir gerileme ve mücadele alanlarında önemli bir engel ortaya çıkar.